25 Şubat 2015 Çarşamba

AŞKA İZİN VERMEYEN GİZLİ SABOTAJCILAR


Neden onca umutla başlayan ilişkiler zamanla kâbusa dönüşür? Neden aşk çoğunlukla kuvvetli bir acıya dönüşür? Ve en önemlisi neden aşk hep aynı acıları yaşadığımız bir döngü haline gelir?

İstatistikler ne diyor hiç bilmiyorum fakat bence üzerine en çok konuştuğumuz konu aşk. Tuhaf olan aşksız yaşayamamamıza rağmen onu bulmak ve korumak için gösterilmeyen özen. Aslında bilinç olarak bakıldığında özensizlik ya da bencillik olarak görünen bu durumun bilinçaltında kayıtları çok farklı. Aşka sahip çıkamamamızın en büyük sebepleri, korkudan ve acıdan kaçmaya meylimiz. Sonuçta korku bilinçaltının en temel negatif duygusu, kaçmak ise onu en tehlikesiz biçimde çözme yolu. Çünkü bilinçaltı doğru olup olmadığına bakmasızın sadece bizi korumaya odaklı. Onun tek işi bizi yaşamda tutmak. 

Biz ne yazık ki "AŞK"ı bularak kendimizden (mutluluktan) kaçmak üzerine büyüyoruz. Bu bize derinlerimizde korunma hissi veriyor. Dış dünya da bu hissimizi kuvvetlendiriyor. Acıyı ve korkuyu fazlasıyla besliyor. Şarkıları düşünün, çok azı aşkın keyifli halinden bahseder ve bizi aşka davet eder. Oysa "Ben yandım, bittim. Terk edildim. Aşka tövbe ettim." gibi sözleri ve benzerlerini neredeyse her şarkıda dinleriz. Bunlara ek olarak en büyük yanılgılarımızdan biri de bizi çok mutlu kılacak yaşamımızı masala çevirecek birini bulma beklentimizdir. Aslında bu beklentide yine kendimizden kaçmak için geliştirdiğimiz bir yöntemdir. Tek gerçek şu; eğer kendimizle mutlu değilsek başaklarıyla da olamayız. Yaşamdaki her şey bizim karşı tarafa yüklediğimiz anlamlardan oluşur. 

Korkumuzla yüzleşip onunla meselemizi çözmeden aşkı bulup keyfini sürmemiz de mümkün değildir. Peki, bu derinliklerimizde duyduğumuz korkular neler? Sevgili bilinçaltımız bizi aslında neden korumaya çalışıyor? Dr. Thomas Trobe derinliklerimizde duyduğumuz korkuların sebebini üçe ayırmış:

1- Korku ve acımızı silecek birini bulacağımıza dair inancımıza yapışıp kalıyoruz. Bu çoğunlukla tek başına kalma korkusundan oluyor.

2- Kendimizi, kendi kendimize yeteceğimiz konusunda kandırıyoruz, tek başına her şeyi başaracağımızı sanıyoruz. 

3- Acı ve korku baş gösterdiğinde bunu kendi dışımızda birinin veya bir şeyin suçu olduğuna inanıyoruz. 

Kabul ediyorum baş etmesi kolay kayıtlar değil fakat değiştirmesi mümkün. Bilinçaltımızda bu korkular katman katman. Üstteki temizlendikçe görüyoruz ki alttan bir yenisi çıkıyor çünkü anılar, duygular, yaşananlar çeşit çeşit ve biz ne kadarını kayıt olarak aldıysak o kadar çok katmanımız oluyor. Biriyle yakınlaştığımız anda biz fark etmeden bu kayıtlar ortaya çıkıyor. Bunları saklandıkları yerden çıkarıp fark etmezsek aşkı bulmamızı daha çook sabote edecekler.

Bir sonraki yazımda bu konuya devam edeceğim.


Sevgi ve huzurla...

0 yorum:

Yorum Gönder