21 Haziran 2014 Cumartesi

OLUMLAMALAR 1

Aşağıdaki olumlamaları: Güvenlik  duygusu, aile ile ilişkiler, üreme içgüdüsü, doğayla ilişki, maddi kaygılar, hayata güven, kendine güven, cesaret, kararlılık ve kabullenme, dünyaya kök salma, ilişkilerde güven sorunları, disiplinsizlik, tembellik, bıkkınlık, uyuşukluk, inatçılık, sahiplenme ve maddiyata düşkünlük sorunlarınız için.

Bedensel olarak da ayaklar, bacaklar, kemikler, kuyruk sokumu, rektum, böbrekler, prostat, bağışıklık sistemi, kan dolaşımı, kabızlık, ishal, hemoroid, varisler, bel sorunları, siyatik ağrıları, enerji eksikliği sorunları için uygulayabilirsiniz.

Olumlamaları Uygulama: Seçtiğiniz olumlama / olumlamaları her gün ara vermeden düzenli olarak tekrar etmeniz gerekiyor. Olumlamanıza özel zaman ayırarak, yoğunlaşarak, hissederek tekrar etmeniz oluşumu hızlandıracağı gibi gün içinde her durumda da tekrar edebilirsiniz. Olumlamaların herhangi bir tekrar sayısı yok içinizden ne kadar geliyorsa söyleyebilirsiniz (önemli olan sayısı değil ne kadar hissederek söylediğinizdir) . “Ben rakamsız yapamam” diyenler için 21 ya da 33’ü önerebilirim. Kaç gün yapmanıza gelince, sorununuz düzelene kadar tekrar edin sonrasında ihtiyaç duydukça tekrar edebilirsiniz. İyileşme süreniz sorununuzun derinliğine ve ne kadar inanarak söylediğinize bağlıdır. Yine de aksatmadan her gün tekrar ederseniz iki üç ay içerisinde değişimleri görmeye başlarsınız.

-          Hayatın akışına güveniyorum.
-          Güvendeyim.
-          Hayata güveniyorum.
-          Kendime güveniyorum.
-          Güven içinde olduğumu biliyorum.
-          Güven içinde olduğum için hamd olsun / teşekkür ederim.
-          Geleceğe güveniyorum.
-          Bütün ihtiyaçlarım anında karşılanıyor.
-          Hayat beni destekliyor.
-          İnsanlar beni takdir ediyor.
-          Hayattan keyif alıyorum.
-          Yaşadıklarımın sorumluluklarını alıyorum.
-          Özgürüm.
-          Yeterliyim.
-          Yaşamın akışına güveniyorum.


Sevgi ve huzurla...

18 Haziran 2014 Çarşamba

YAŞASIN HEPİMİZ MEDYUMUZ


Size bir sır vereceğim aslında medyumlara boşuna para akıtıyorsunuz hepinizin içinde bir falcı var haberiniz yok. Azıcık iç sesinizi dinlemeyi öğrenseniz 7/24 falcı bacınız hizmetinizde.

Gelecekte neler yaşayacağımız hepimizin merak konusu. Hata yapmaktan korkma, onaylanma ve güvende olma ihtiyacımız bizde sürekli bir gelecekten haberdar olma isteği uyandırıyor. Kabul ediyorum kiminin psişik güçleri var lakin insanoğlunun da olasılıkları değiştirebilme gücü var. Aslında o yüzden gelecek hem tahmin edilebilir hem edilemez.

Gelecekte ne yaşayacağınızı bilmek istiyorsanız öncelikle gönderdiğiniz frekansın ne olduğunu bilmelisiniz. Bunu anlamak için gözlerinizi kapatın ve sadece kendi içinize yoğunlaşın (odaklanmak için gözleriniz kapalıyken kalbinizi düşünebilirsiniz) . En kuvvetli ne hissediyorsunuz? Korku?.. Neşe?.. Huzur?.. Panik?.. O kişi arayıp kesin sizin canınızı mı sıkacak? Beklediğiniz para gelmeyecek mi? Tatlı bir heyecan, kıpırtı mı? İçinizden yükselen o kuvvetli his ne ise geleceğinizde yaşayacağınız şey de o dur. Çünkü düşünce duyguyu, duygu da davranışı oluşturur.

Tamam şimdi sisteme hangi frekansı yaydığınızı biliyorsunuz. İyi bir frekans yayıyorsanız her şey yolunda güzel bir gelecek sizi bekliyor. Peki ya yaydığınız iyi bir frekans değilse ne yapabilirisiniz:

Asla negatif düşüncenizle savaşmayın. Bu negatif düşüncenizi kuvvetlendirmekten başka bir işe yaramaz. “Seni düşünmeyeceğim” derken düşünmeye devam edersiniz. “Yeşil elmayı düşünme” dediğimde zihninizde hemen bir ‘yeşil elma’ canlanır. Frekans değiştirmenin en iyi yolu odağınızı değiştirmektir. Bunun bir çok yolu var: sevdiğiniz sözleri olumlu olan bir şarkı, keyifli bir film, mekan değiştirme, olumlama cümleleri hepsi odağınızı değiştirmekte işinize yarar. Diyelim hiç birini yapacak imkanınız yok. O zaman yaydığınız frekansın tam tersi olumlu bir senaryo imgeleyin. Her olumsuzlukta onu düşünmeyi bırakıp olumlu bir imgeleme yapın. Bunu yeterince yaparsanız bir süre sonra olumsuz düşünceniz olumlusu ile yer değiştirecektir. İşte size bir kaç örnek:

Parayla ilgili olumlu imgeleme    :  Bir masa üzerindeki para yığınına sarıldığınızı imgeleyin.

Aşkla ilgili olumlu imgeleme: Kocaman bir kalp içinde sizi çok seven bir kadın/erkekle birbirinize aşkla sarıldığınızı imgeleyin.

Münakaşayla ilgili olumlu imgeleme: Münakaşa ettiğiniz kişi ile karşılıklı gülümseyerek el sıkıştığınızı imgeleyin.

Sınav stresiyle ilgili olumlu imgeleme: İyi not almış, başarmış ve mutlu yüz ifadenizi imgeleyin.

Hiçbirimiz yeryüzüne cezalandırılmak için gönderilmedik. Aksi takdirde insanoğluna akıl, merhamet, düşünme becerisi ve sistem yasaları verilmezdi. Cevaplar sadece içinizde. Siz sihirli değneyin ta kendisiniz. Her zaman hatırlayın! Her ne düşünürseniz onu yaşarsınız.

Sevgi ve huzurla...


11 Haziran 2014 Çarşamba

AŞK VAMPİRLERİ

(... devam)

“Sevgilime bağımlı oldum”

Kadınla erkek ilişki yaşamaya başlarlar. İlişkinin  ilk günlerinde erkek kadını sık sık arar (tam tersi de olabilir siz kendinize göre oyuncuları değiştirebilirsiniz).  Kadın bu durumdan beslenmeye başlar. Erkeğin jestleri, itlifatları, kadını el üstünde tutması, ona zaman ayırması kadındaki değersizlik duygusunu onardığı için kordonlar kolayca oluşmaya başlar.  Kadının yaşamında değer duygusunu arttırabileceği başka alanı yoksa bu enerjisel beslenmeye bağımlılık yaratır. Bu durumun diğer bağımlılıklardan hiç bir farkı yoktur. İlerleyen günlerde erkeğin ilgisi normale dönmeye ya da azalmaya başlayınca (bu ilişkinin doğasında vardır) kadında bir mutsuzluk hali başlar. İlişkinin şekli değiştiği için endişelenir, panikler ve üzülür. Kadın elinde telefon, sürekli bir görüşme, mesaj bekler. Aranmadığında ne olduğunubilmediği için acı çekmeye başlar. Her sabah uyandığında ilk aklına gelen ve gece yattığında en son düşündüğü şey bu durum olur. İşte tam bu esnada enerjisel beslenme yön değiştirir. Kadının enerjisi çekilirken erkeğinki yükselir. Kadının işleri bozulurken erkeğin işi yoluna girer hatta kadın fakirleşirken erkek zenginleşir. Çünkü kadının eterik bedenindeki tüm olumlu enerjiler erkeğe geçmiştir. Bir erkeğin kadının enerjisini emmesi için onu duygusal bir beklentiye sokup sözlerini tutmaması yeterlidir. Artık erkek, kadının enerjisinden beslenir hale gelmiştir.

(Aslında birbirimizi eterik olarak beslemek iyi bir şeydir. Sevgi kanalıyla olur. Bu maneviyatımızı çoğaltır ve özgüvenimizi arttırır. Bize konu olan kısmı ise ‘enerji vampirliği’ kısmıdır ki bu da negatif duygularla olur )

Sonra bu durum kadının iyice canına tak eder ve ilişkiyi bitirir, akışı keser. Erkekte bir boşluk duygusu oluşur, düşünmeye başlar. “Hayatımda eksik olan ne?” Ve o an anlar ki hayatındaki kadın artık onu arayıp sormuyordur. Hemen telefona sarılır sadece kendini hatırlatır ya da özür dileyip barışmayı ister. İlişkiye yeniden başlanır. Bir süre sonra her şey tekrar başa döner. Erkek aslında bilinç olarak bir ‘aşk vampiri’ olduğunun farkında değildir. İlginin kesilmesiyle beslendiği kanalın kesildiğini anlamaz yine de karşı tarafın ruhsal ve duygusal çöküşüne aldırmadan kendini iyi hissedebilmek için ‘aşk vampirliğine’ devam eder ve şöyle der “Seni sevmesem döner miyim?”, “ Seni istemesem çoktan gitmiştim, beni tutan ne?” Doğrusu şudur: “Senin beni yaşam enerjinle beslemeni seviyorum”, “Aslında seni değil enerjini seviyorum ve onu kaybetmekten ödüm kopuyor”. İşte korkutuğunuz başınıza gelmiştir. Bir kez daha ilişkide başarısız olunmuştur.

Bu gibi durumlarda ilişkiyi bitirmekte bir işe yaramaz. Eterik kordonların oluşumu düşünceyle oluşabilecek kadar kolaydır. Bu duruma son vermenizin en kolay yolu odağınızı değiştirmektir (kendinize bir uğraş bulmaktır). Açılan kalbi kapamak insana en acı veren şeylerden biridir bu yüzden başta kolay olmayacaktır. Baktığınız ve yaptığınız her şey size onu hatırlatacak, yaptığı her atak sizin yeniden umutlanmanıza sebep olacaktır. Bu durumda bir uzmandan destek alabilir ya da kendi çabanızla da akışı kesebilirsiniz. Eğer onun aslında sizi değil de ‘onu beslediğiniz enerjiyi’ sevdiği gerçeği ile yüzleşirseniz bu akışı kesmek için ilk adımı atmış olursunuz. İkinci adımda cinsel birlikteliği kesmelisiniz. Bu kordonlar cinsel ilişki sırasında da kolayca kurulur ve  her ilişki sonrası kuvvetlenir. Sevgi olarak kuvvetleniyorsa elbette şahane ama konumuzdaki gibi aşk vampirlerini besliyorsa derhal buna da son verip ikinci adımı atmalısınız. Ve sırasıyla her ne kadar kolay olmasada kendinizi kandırmaktan vazgeçip her türlü iletişimi kesmelisiniz. En önemlisi kendinizi sevmeli ve ne kadar değerli olduğunuzu keşfetmelisiniz. Ona bir şans verdiniz, olmadı ikinciyi de verdiniz, hiç kimse üçünkü kez aynı hatayı yapacak kadar aptal değildir. Karşınızdaki davranışlarından vazgeçmiyorsa bunun tek sebebi bu durumdan hoşnut oluşudur. Eğer bir gün beklentiler yaratmaktan vazgeçmeyi ve kendi merkezinizde kalmayı öğrenirseniz sistem sizin için bekleyen adamı / kadını karışınıza çıkarır.

 (.... devam edecek)


Sevgi ve huzurla...

6 Haziran 2014 Cuma

ENERJİ VAMPİRLERİ

Bir önceki yazımda enerji bedenlerimizin arasındaki alışverişten (eterik kordonlar) bahsetmiştim. Kısaca hatırlayacak olursak; iki insanın  birbiriyle fiziki, sözlü ya da duygusal iletişime geçer geçmez aralarında oluşan gözle görülemeyen enerji bağlarına eterik kordonlar denir ve bu kordonlar sayesinde birbirimize ya pozitif ya da negatif enerjilerimizi aktarırız. Aslında her şeyin özünün enerjiden oluştuğu gerçeğini hatırlayacak olursak bu kordonlar sadece iki insan arasında değil aklınıza gelebilecek her şeyle kurulabilir. Sevgilinizin sizi terk ederken giydiğiniz kırmızı kazaktan tutunda çok mutlu olduğunuz bir an da yediğiniz yemeye kadar. Bu ayrıntıyı daha sonraki haftalara bırakıp asıl konuma geliyorum “Enerji Vampirleri”.

Gerçek şu ki hepimizin özlemini duyduğu, aradığı şey ‘saf (koşulsuz) sevgi’ fakat bilinçaltına gömmüş olduğumuz  korkular, negatif kayıtlar yüzünden işler her zaman istediğimiz gibi gitmiyor. Bu sevgi ve olumlu düşünce açlığı çoğu zaman fark etmeden, bilinçsizce enerji çalmamıza sebep oluyor. Bu enerji hırsızlığı nasıl mı yapılıyor?  Karşımızdaki kişiye olumsuz duygu ve düşüncelerimizi aktararak. Sistem enerji alışverişi esasına dayanır. Siz birine negatif yüklediğinizde ondan pozitif enerji alırsınız. İşte bu kadar basit. Karşıdaki kişiyi suçlamak, kötü davranmak, öfkelenmek, fiziki ya da sözlü şiddette bulunmak, aşağılamak, eleştirmek ve yargılamak hatta iyi niyeti suistimalden (bu da negatif duygu ve davranıştır) kendimizi acındırmak, negatif enerji yüklemek (karşı tarafın enerjisini emmek) için yeterlidir. Bunu yaparak  kişi kendi yaşamını devam ettirecek enerjiye sahip olur. Buna ihtiyaç duyar çünkü bilinçaltında kendini yetersiz, değersiz, güvensiz bulur ve korku duyar. Bilinçaltında kendini aşırı değersiz bulan kişilerin bu durumu bilinç boyutunda narsizme dönüştürmelerinin sebebi budur.

Enerji vampirleri yaşamın her alanında vardır. Müdür, öğretmen, ebeveyn, arkadaş, evlat, hatta sevgili; fiziki, sözlü ya da duygusal iletişimde bulunulan her alanda var olurlar.

Lütfen kendi negatif bilinçaltı kayıtlarınız yüzünden insanların pozitif enerjilerini emmeye son verin. Ve lütfen sizin pozitif enerjinizi emmelerine izin vermeyin. Korkularınızı ve enerji vampirlerinizi / vampirliğinizi fark edin. Gerek kendi çabanızla gerekse bir uzman yardımı ile bu kayıtları temizleyerek özgürleşin. Böylece içinizdeki bitmez tükenmez kaynağı keşfederek kimseye bağımlı yaşamak zorunda da kalmazsınız.
Endişelenmeyin sistemde hepimize yetecek kadar olumlu enerji var... 

Sevgi ve huzurla...