Bazen en duvar olduğumuz kişi en
sevdiğimiz olur. Bu neyin korkusudur? Sen de sevdiğine sevdiğini
söyleyemeyenlerden misin? Oysa onun tek istediği senin tarafından sevildiğini
görmek. Bunu anlatmanın parayla, imkânla, zamanla alakası yok. Bunu kendine
saklayarak hayatı nasıl ıskaladığını, neler kaçırdığını bir bilsen garanti
veririm aynı akılla yeniden doğmayı istersin. Senin için yapılan yemeğin, senin
için kazanılan paranın aynı güne birlikte başlamanın kıymetini bilmiyorsan kalbinin; sevdiklerinin sana en çok ihtiyaç duyduğunda sarılamıyorsan o kollarının
manen ne anlamı var ki? Çocuğunun ellerini tutup gözlerinin içine bakarak
sevdiğini söyleyemiyorsan, sana ihtiyacı varken seni yanında bulamıyorsa neye
yarar özel okullar, her istediğini almaların, kariyerin? Yaşam albümünde
birlikte güldüklerinle azsa fotoğrafların haberin olsun boşa geçiyor hayatın.
Sevenlerin sevdiklerinden tek
beklediği onlara özel olduklarını hissettirecek şeyler. Bunu hissetmediklerinde
sevgisini yitirmeye, güvenini ve yaşama sevincini de kaybetmeye başlıyor.
En son ne zaman şöyle ağzın koca
koca, yüreğin dolu dolu “Seni seviyorum. İyi ki varsın.” dedin?
(Sevgiline her zaman söylüyor musun?
Tamam, o zaman başkasına demene gerek yok (!))
Sevdiğine, annene, babana, dostuna,
kuzenine en son ne zaman “Seni seviyorum. İyi ki varsın.” dedin? Onlara en son
ne zaman sarıldın? Aslında bunu yapabilsen ve arkana atabilsen tüm korkunu,
zırhını, kızgınlığını gör bak güzelliklerle sana nasıl geri dönecek. Neden
bunun için ille bir güne ihtiyacın var? Erteleme artık! Ya erteleyecek tek bir
günün bile yoksa? Ya o beklediğin anı
yaşayacak zamanın hiç olmayacaksa? Sana da iyi gelecek sevdiğini söylemek,
göstermek. Sadece bu iki kelime seni düştüğünde kaldıracak el, ağladığında
başını koyduğun omuz, yalnız ve çaresiz hissettiğin an da senin kalkanın
olacak. Hiç de kolay değil ağlayacak bir omuz bulmak. Sen bulduğunda kaybetme.
İnan sonra çok geç oluyor, armudun sapı üzümün çöpü derken ömür bitiyor.
Ya sevildiğinin kanıtını ille
belirlenmiş günde görmek isteyenlere ne demeli. Niye ille özel bir gün? Seni
diğer günler kutlayıp o gün kutlamadıysa neden surat asıyorsun? Seni ne diğer
günler ne de o gün kutlamıyorsa neden hala onun yanında duruyorsun? Seni diğer
günler kutlamayıp sırf o gün kutluyorsa neden bunu sorgulamıyorsun?
Aşk bu aşk (ya da sevgi)! Öpmek
istediğin zaman öpemiyorsan, kalkanlarını indirmekten çekiniyorsan, istediğin
an sarılmamak için kendini tutuyorsan, bir kutlama için ille özel günü
bekliyorsan/bekliyorsa durup biraz düşünmelisin.
Ben anlamam öyle Sevgililer Gününden.
Kabul de edemem. Sevgi o kadar değerli ki bunu sahte kutlamalarla kirletemem. Gösteriş
yapmak için belki de hiç gelmeyecek olan yapay bir günü bekleyemem. Sevdiğimi
söylemek, hediyemi vermek, onun hayatıma kattıkları için teşekkür etmek için
ille 14 Şubatı beklemem. En güzel hediye değil mi sevgiyle yanımda olması? Ve
zaten o “yanımda olmanın” içinde; güzel sözler, hediyeler, jestler, romantizm,
ihtiyaç duyduğumda tuttuğum el, başımı yasladığımdaki omuz, bana bakınca içi
gülen gözler.
Sen de bekleme. “Yanında”ysa hemen
şimdi seninle bu yolda sevgiyle yürüdüğü için sarıl ona, teşekkür et ve
sevdiğini söyle. İnan bana hayat çok kısa.
Sevgi ve huzurla…
0 yorum:
Yorum Gönder