“Sorumluluk insanların korktukları şeylerden birisidir, ama bizi
hem erkek ve hem de kadın olarak en fazla geliştiren de odur.” Frank CRANE
Sorumluluk, bazı görevleri yerine
getirmek zannedilse de gerçekte kişinin kendini geliştirmesi ve davranışlarının
başkaları üzerindeki sonuçlarını fark etmesidir. Sorumluluk duygusu geliştikçe
kişilerin bağımlılık duyguları azalır ve kendine güvenleri artar. Bu yüzden
sorumluluk duygusunun gelişmesinin özgüven ve yeterlilik duygusuyla çok ilgisi
vardır. Bağımlılık sahibi insanların (alkol, uyuşturucu, uyku vb.) aslında
yetersizlik ve özgüven eksiliğinden dolayı bu bağımlılıkları edinmiş olmaları
tesadüf değildir.
Yeryüzü bir oyun sahnesidir. Hepimiz
bu ortak alanda veya kendi oyun alanımızda birer oyuncuyuz. Ne yazık ki bunu
çok sık hatırlamıyor ve kendimizi oyunun vazgeçilmez bir parçası sanıyoruz ya
da ilahi bir güç rolüne soyunuyoruz. Bu yüzden çoğu zaman işler biz olmadan
yürümeyecek zannedebiliyoruz. Bu gereksiz/aşırı sorumluluk duygusu kişiye
sadece yük getirmiyor aynı zamanda bu davranışımız, karşımızdaki kişinin bilinçaltında
yetersizlik duygusunu kuvvetlendirdiği için bilincinde fark etmeden bize bağımlı
hale geliyor. Bu da doğal olarak özgüveninin değil yetersizlik duygusunun
gelişmesine sebep oluyor. Kişi “Ama ben yapmazsam hiçbir şey yürümez.” ya da
“Ben çekip çevirmezsem her şey birbirine girer.” diyerek hem egosunu besliyor
hem de karşı tarafın ona bağımlı olmasını sağlayarak bilinçaltında yatan
yalnızlık korkusunu da ortadan kaldırmış oluyor. Bilinç olarak aşırı
verici veya mükemmeliyetçi gözüken bu kişiler sadece
sorumluluk alarak özgüvenlerini geliştirecekleri yerde, büyük bir kandırmacanın
içinde hayatlarını cehenneme çeviriyorlar. Sürekli “Kendime zaman ayıramıyorum.”,
“Çok yoruluyorum.” diyerek sızlanıyorlar. Bilmiyorsunuz, siz olmasanız da dünya
döner. Siz yapmazsanız yapacak biri ya da yapılmasının başka bir yolu mutlaka
bulunur ve o işler yürür. Gerçek şudur ki aslında gereksiz sorumluluklar alarak
bilinçaltında egonuzu ya da yalnızlık korkunuzu beslediğiniz için kimsenin bir
şey yapmasına fırsat vermiyorsunuz.
Ayırt edilmesi gereken; sorumluluk
duygusuyla özgüvenimizi geliştirirken, gereksiz sorumluluk almayarak
karşımızdakilerin de sorumluluk duygusu edinmesine izin vererek onların
yeterlilik duygularını geliştirmelerine imkân sağlamaktır.
Dışarıdan bakıldığında oyun
bazılarına başrol vermiş gibi gözükebilir. Hatırlanmalıdır ki herkes kendi
oyunun yıldızıdır. Solistin orkestrası iyi olmasaydı ne kadar başarılı
olabilirdi? İnşaat işçileri işlerini düzgün yapmasaydı mimar başarmış
sayılabilir miydi?
Başkalarına yardım edebilmeniz için
önce iç dünyanızı düzene sokmanız gerekir. Hatta gerekliyse sağ ve sol
beyninizi dengelemeyi öğrenmelisiniz. Sizi dış dünyaya bu kadar “verme
duygusu”na iten alt nedenleri bulup temizlemelisiniz.
Sorumluluk Yasası, gereksiz
sorumluluklarımızı bırakarak sınırlarımızı çizip sadece kendi üzerimize düşen
sorumlulukları yerine getirmeyi ve oyuna katılıp birlikten kuvvet doğurmayı
kapsar. Bu yasa bize yaptığımız
şeyden zevk almamızı hem de çevremizle uyum içinde olmamızı öğretir.
Bazen, "Ben bu kadarını yapabilirim,
gerisini sen yapmalısın." demeyi bilmek gerekir.
Sevgi ve huzurla...
0 yorum:
Yorum Gönder