"Yürüyüş
insanoğlu için en iyi ilaçtır." demiş Hipokrat. Yürüyüşü ruh, beden ve
zihin sağlığın için iyi bir aracı olarak kullanabilirsin. Hem böylece günlük meditasyonunu
da yapmış olursun.
Nasıl mı?
Yürürken omuzlarını
geriye doğru at, sırtını dik, başını düz tut. Bu basit hareket özgüvenini
yükseltirken aynı zamanda mutluluk hormonu salgılamanı da sağlayacak. Mutsuz ve
depresif haldeyken kamburun çıkmış bir şekilde yere bakarak yürümen bu yüzden.
Ayrıca yere bakarak yürümek bir düşünceye takılıp kaldığının da göstergesidir. Oysaki
mutlu ve huzurlu olmak için en önemli şartlardan biri “an”da kalmaktır.
Nefesini
burundan alıp, burundan ver. Ağzınızı
açmak istediğinde durup dinlen ve tekrar devam et. Buradaki püf nokta temponu
burun nefesinle yürüyebilecek şekilde ayarlaman.
Müzik dinleme
ve konuşma (telefon ve yanındaki kişi de dâhil). Müzik dinlerken veya
konuşurken dışarıdan gelen hiçbir sesi fark edemezsin. Oysaki bizim
meditasyondaki altın kuralımız neydi? “An”da
kalmak. Ayrıca yürürken konuşmak nefes alış verişini de bozar. En iyisi sen yalnız
yürü.
Düşüncelerini
kontrol et. Bir düşünceye takılıp kaldığını fark ettiğinde yukarıda yazılanlara
geri dön ve etrafının farkına var.
Ve bana göre
en önemli madde. “Gülümse”. Gülümsemeden
kasıt “sırıtma” değil. Yüzdeki belli belirsiz mutluluk hali, hafif tebessüm.
İşte hepsi bu.
Tebrikler!
Yürüyüşünü bir “ANDA” kalma meditasyonuna dönüştürdün.
Peki, bu ne
işine yarayacak? Gelecekte yaşıyorsan endişeli, geçmişte yaşıyorsan
üzüntülüsündür. Anda kalmak seni tüm bu gereksiz negatif duygulardan temizler. Bu
da ruhsal, bedensel ve zihinsel olarak sağlıklı olman demektir. Eğer sağlıklıysan
kendin için daha güzel bir yaşam oluşturabilirsin.
Kendi cennetini
yaratmanın yolu anda kalabilmektir.
0 yorum:
Yorum Gönder