"Dualarınıza dikkat
edin, gerçekleşebilirler". Emerson
İsteyelim olsun. Evrenden
iste olsun. Tamam isteyelim de nasıl? Sistem kolaylık üzerine
kurulduğu için aslında çok kolay. Bunu bilerek büyümek yerine, tüm
güzelliklerin kolay elde edilmediğini, seçimlerimizin değilde bize dayatılanı
yaşadığımızı öğrenerek büyüdüğümüz için de bir o kadar kolay değil. Aslında mesele
sadece iyi olanı çekmekte değil çünkü Çekim Yasası’nda böyle bir ayrım yok.
Yani sistem “dur bu doğru şeyi istemedi ben doğrusunu göndereyim” gibi bir
düzeltme yapmadığı gibi “ooo çok şahane istedi bunu misli misli verelim” de
demez. Çekim Yasası işleyişi, neyi ne kadar istersen o kadar vermektir. Yani mealen şöyle: Hayatınızda başınıza gelen
ve gelecek olan her şeyin sebebi sizsiniz. Siz bilinçle ya da bilinçaltıyla
yolladığınız her frekans ve yaydığınız her
enerjiyle yarınlarınızı yaratırsınız.
Sistemde hepimiz belli
enerjiler yayarız. Yaydığımız enerjiyi ise düşüncelerimiz, algılarımız, duygularımız,
sözlerimiz, tepkilerimiz, beklentilerimiz ve inançlarımız belirler. Çekim Yasasının
temel kuralıdır ki; benzer enerjiler benzer enerjileri çeker. Siz iyi olmayan
bir enerji yolladığınızda tıpkı iyi bir enerji yolladığınızda olacağı gibi
sistem bunu emir kabul eder ve istediğinizi gerçekleştirir. En önemli enerji düşüncedir.
Çünkü yukarıda yazdığım, yaydığımız enerjilerin sebebini düşünce oluşturur. İnsan
beyninin bir gün içinde 60.000 düşünce ürettiği söylenir. Bu düşüncelerin hepsinin
bir frekansı vardır. Artık sisteme bir günde kaç tane dilek gönderdiğinizi
öğrenmiş bulunuyorsunuz.
Biz şimdi sizin tüm
düşüncelerinizin iyi olduğunu varsayalım. Çekim yasasını harekete geçirebilmek
için “istediğiniz şey konusunda ısrarcı olun” denir. Bundan kasıt, isteğinizin
olmayacağı ile ilgili en ufak bir şüpheye düşmeyin, olacağına yürekten inanın,
nasıl olacağını sorgulamayın, aslında “fikir değiştirmeyin” demektir. Fikir
değiştirdiğinizde sistem her istediğinizi emir kabul ettiği için evrende en son
istediğinizle ilgili olasılık aramaya başlar. Dileğinizin olması için en önemli
şey gönderdiğiniz kuvvetli frekanstır, işin sırrı budur. Bir sırda(!) sistemin kabul
ettiği frekans, bilinçaltının gönderdiğidir. Çünkü düşüncelerimiz bilinçaltı
kayıtlarımızı, bilinçaltı kayıtlarımızsa davranışlarımızı oluştur. Bir şeyi bir
kere istersiniz, çok kuvvetli frekans gönderirsiniz dileğiniz olur. Bir şeyi on
kere istersiniz düşük frekans yollarsınız olmaz. Şunu da hatırlamak gerekir ki
dileğinizin olması için bilinciniz ve bilinçaltınız her zaman uyum içerisinde
olmalıdır. Bilinciniz “ben ev istiyorum” derken, bilinçaltınızda o evi
alırsanız başınıza kötü şeylerin geleceği kaydı varsa bilinçaltı sizi korumak
için evinizin olmaması ile ilgili frekans gönderir ve sistem her zaman
bilinçaltının frekansını kabul eder. Sonuç: ev dileğiniz gerçekleşmez. Evli
erkekler aldatır gibi bir kaydınız varsa (kaydınız neyse onu mutlaka
yaşarsınız) o acıyı yaşamamanız için (bilinç olarak ne kadar evlenmek isteseniz de)
bilinçaltınız sizi korumak için evlenmemenizle ilgili frekans yollar. Sonuç:
evli kişilerle ilişki, bir türlü sonu gelmeyen ilişki, aradığı aşkı bulamamak
(!), evlilik yerine ayrılıkla son bulan nişan durumları.
Özetle, isteğinizin frekansı
gönderin, bilinç ve bilinçaltınızı uyum içerisine getirin, onu olmuş kabul
edin, üzerine düşünmeyin.
Gandhi’nin dediği gibi ;
"Düşüncelerinize dikkat
edin sözleriniz olur, sözlerinize dikkat edin inançlarınız olur, inançlarınıza
dikkat edin kimliğiniz olur, kimliğinize dikkat edin davranışlarınız olur,
davranışlarınıza dikkat edin kaderiniz olur"
Sevgi ve huzurla..